Haber

Sahipsiz hayvanlara yönelik teklif TBMM’de

ANKARA (İGFA) – Sahipsiz hayvanlara yönelik Hayvanları Koruma Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, TBMM Başkanlığına sunuldu.

Sahipsiz hayvanlara ilişkin yürütülecek çalışmalarda, tereddüde mahal verilmemesi, kedi ve köpeklerin sahipli hayvan statüsüne alınabilmesi için Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanunu kapsamında Tarım ve Orman Bakanlığı veri tabanına kaydedilmesi zorunluluğu bulunduğundan “sahipli hayvan” ve “sahipsiz hayvan” kavramları açık bir şekilde tanımlanıyor. Uygulamada tereddüde mahal verilmemesi amacıyla ve Kanun’daki “yakala-kısırlaştır-sal” metodunun kaldırılması nedeniyle hayvan bakımevi tanımında uyum değişikliği yapılıyor. Hayvan bakımevi, “Bakanlıktan izin alınmak suretiyle kurulan ve hayvanların sahiplendirilinceye kadar barındırıldığı ve rehabilite edildiği bir tesis” şeklinde değiştiriliyor.

Teklifle sahipsiz ve güçten düşmüş hayvanların hayvan bakımevlerine toplanması ve buralarda rehabilite edilerek sahiplendirilinceye kadar bakılacak olması sebebiyle bakımevleri dışında bir hayvana bakmanın onun yasal sorumluluğunu alarak sahiplenilmesi suretiyle mümkün olabileceği ilkesi kabul ediliyor. Buna göre, Kanun’un ilkeleri arasında yer alan “Evcil hayvanlar, türüne özgü hayat şartları içinde yaşama özgürlüğüne sahiptir. Sahipsiz hayvanların da, sahipli hayvanlar gibi yaşamları desteklenmelidir.” ifadesi yürürlükten kaldırılıyor.

Hiçbir maddi kazanç ve menfaat amacı gütmeksizin, sadece insani ve vicdani sorumluluklarla, sahipsiz ve güçten düşmüş hayvanları sahiplenmek isteyen ve Kanun’da öngörülen koşulları taşıyan gerçek ve tüzel kişilerin teşviki ve bu kapsamda eşgüdüm sağlanması esas olacak.

Yerel yönetimler, gönüllü kuruluşlarla iş birliği içerisinde, sahipsiz hayvanların sahiplendirilinceye kadar bakılmaları için hayvan bakımevleri kurarak onların bakımlarını ve tedavilerini sağlayacak, eğitim çalışmaları yapacak.

Hayvan bakımevlerine alınan hayvanlardan rehabilite edilenler sahiplendirilinceye kadar bu yerlerde barındırılacak. Doğru ve güncel veri sağlanabilmesi amacıyla hayvan bakımevlerine alınan hayvanlar Tarım ve Orman Bakanlığı veri sistemine kaydedilecek.

Bu hayvanlardan saldırgan olan, bulaşıcı veya tedavi edilemeyen hastalığı bulunan ya da sahiplenilmesi yasak olan hayvanlara yerel yönetimlerce “ötanazi” yapılacak.

Sahipsiz hayvan popülasyonunun, kamu güvenliği bakımından tehlike oluşturmasına veya hayvandan hayvana veya hayvandan insana bulaşan hastalıkların görülmesine, su kaynaklarının, yaban hayatının ve biyolojik çeşitliliğin zarara uğramasına sebebiyet vermesi halinde ilgili yerel yönetim tarafından sahipsiz hayvanlara ötanazi yapılabilecek.

Hayvanlara yapılacak müdahalenin sadece tıbbi gerekçelerle değil Kanun’da yer alan diğer istisnai durumlarda da yapılabilmesine imkan sağlanıyor.

“Yerel yönetimler adına toplanan sahipsiz hayvanların bakımevi dışında bir yere terk edilmesi veya bakımevinde barındırılan hayvanların bakımevi dışında bir yere bırakmak” fiilleri yasak kapsamına alınıyor. Böylece sahipsiz hayvanların toplanması, hayvan bakımevlerine götürülmesi ve bu hayvanların sahiplendirilinceye kadar hayvan bakımevi bünyesinde bakılmasına ilişkin hükümlerin uygulanmasının ve yerel yönetimlerin görev ve sorumluluklarını eksiksiz olarak yerine getirmelerinin sağlanması amaçlanıyor.

İl hayvanları koruma kurulunun görevleri arasına sahipsiz hayvanların korunmasına yönelik yürütülen çalışmaların yanı sıra insan, hayvan ve çevre sağlığını korumaya yönelik olarak sahipsiz hayvanlardan kaynaklı sorunları belirlemek ve bu sorunlara ilişkin çözüm önerileri üretmek ekleniyor.

Düzenlemeyle başta yerel yönetimler olmak üzere diğer ilgili kurum ve kuruluşlara yapılacak desteğin kapsamı genişletiliyor. Buna göre, insan, hayvan ve çevre sağlığının korunması amacıyla bakımevleri, hastaneler ve ameliyathaneler kurmak; bunlara ilişkin ilaç, alet ve ekipmanları temin etmek ile bakımevlerinde bakım, rehabilitasyon ve sahiplendirme gibi faaliyetleri yürütmek için başta yerel yönetimler olmak üzere diğer ilgili kurum ve kuruluşlara teşvik veya Bakanlıkça uygun görülen miktarlarda mali destek sağlanacak.

ÖDENEKLER BAŞKA BİR AMAÇ İÇİN KULLANILAMAYACAK

Hayvanları korumaya yönelik hükümlere aykırı hareket eden veya sahiplendiği hayvanların bakımını ciddi şekilde ihmal eden ya da onlara ağrı, acı veya zarar veren kişilerin denetimle yetkili merci tarafından hayvan bulundurması yasak olacak ve hayvanlarına el konulacak. Söz konusu hayvanlardan sahiplendirilme niteliği olanlar sahiplendirilinceye kadar hayvan bakımevinde barındırılacak.

Caydırıcılığın sağlanması amacıyla sahipli hayvanın sahibi tarafından terk edilmesi kabahatine ilişkin idari para cezası hayvan başına 2 bin liradan 60 bin liraya çıkarılacak. Yerel yönetimler adına toplanan sahipsiz hayvanları bakımevi dışında bir yere terk eden veya bakımevinde barındırılan hayvanı bakımevi dışında bir yere bırakanlara ise hayvan başına 50 bin lira idari para cezası verilecek.

Büyükşehir belediyeleri, il belediyeleri ve nüfusu 25 bini aşan belediyeler, sahipsiz veya güçten düşmüş ya da tehlike arz eden hayvanların korunması ve sahiplendirilinceye kadar bakımının yapılması ile rehabilitasyonunun sağlanması amacıyla hayvan bakımevleri kuracak. Belirtilen hayvanlar, ilgili belediyeler tarafından hayvan bakımevine götürülecek. Hayvan bakımevi kurma zorunluluğu olmayan belediyeler ile il özel idareleri, sorumluluk alanındaki bu hayvanları en yakın hayvan bakımevine götürecek.

Belirtilen kaynağı ayırmayan belediye başkanı ve meclis üyeleri ile ayrılan kaynağı hayvan bakımevi kurmak, sahipsiz hayvanları toplamak, rehabilite etmek veya sahiplendirilinceye kadar bakmak için harcamayan veya bu kaynağı başka amaçlar için sarf eden belediye başkanı ve belediye yetkililerine 6 aydan 2 yıla kadar hapis cezası verilecek.

Söz konusu belediyeler 31 Aralık 2028’e kadar belirtilen hayvan bakımevlerini kurmakla ve mevcut bakımevlerinin koşullarını iyileştirmekle yükümlü olacak.

Belediyeler, 31 Aralık 2028’e kadar hayvan bakımevleri kurmak, rehabilitasyon işlemlerini gerçekleştirmek ve sahipsiz hayvanlara sahiplendirilinceye kadar bakmak için kesinleşmiş en son bütçe gelirlerinin binde 5’i oranında kaynak ayıracak. Bu oran, büyükşehir belediyelerinde binde 3 olarak uygulanacak. Ayrılan ödenekler başka bir amaç için kullanılamayacak.

Kedi ve köpek sahipleri, hayvanlarını en geç 31 Aralık 2025’e kadar dijital kimliklendirme yöntemleriyle kayıt altına aldırmak zorunda olacak.

Teklifle, sokakta bakıma ve korunmaya ihtiyacı olacak sahipsiz hayvan bulunmaması amaçlandığı için Hayvanları Koruma Kanunu’ndaki “yerel hayvan koruma görevlileri”ne ilişkin hüküm yürürlükten kaldırılıyor.

Sahipsiz hayvanlara yönelik düzenlemeler içeren Hayvanları Koruma Kanunu’nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’nin genel gerekçesinde, “Hazırlanan kanun teklifi ile sahipsiz hayvan popülasyonunun kontrol altına alınması sağlanarak, insan, hayvan ve çevre sağlığı açısından oluşan risklerin ortadan kaldırılması amaçlanmaktadır.” ifadelerine yer verildi.

Meclis Başkanlığına sunulan Hayvanları Koruma Kanunu’nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’nin genel gerekçesinde, 2004’te çıkarılan 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu’nun sahipsiz hayvanların can güvenliğini tam anlamıyla sağlayamadığı ve insanlar ile diğer canlıların yaşadığı sorunları çözmekte yetersiz kaldığı aktarıldı.

Sahipsiz hayvanların, özellikle başıboş köpeklerin son yıllarda popülasyonun kontrol altına alınamaması nedeniyle giderek büyüyen bir sorun haline geldiği vurgulanarak, şu ifadelere yer verildi:

“Sayıları her geçen gün artan ve sokaklarda sürüler halinde yaşamaya başlayan başıboş köpekler, en temel insan hakkı olan yaşam hakkını dahi tehdit eder bir boyuta ulaştığı gibi çevre temizliği, toplum sağlığı, kamu düzeni ve güvenliği ile diğer hayvanların yaşamını ve varlığını da tehlikeye atmaktadır. Sahipsiz hayvanların sayılarının kontrol altına alınması bir yana bazı çevrelerce adeta sahipsiz hayvanların kontrolsüz artışı desteklenmektedir. Bu durum, iyi niyetle yapılan bağışların belirsiz ve kanun dışı maksatlarla kullanılabilmesine imkan tanımakta ve popülasyon kontrol çalışmalarını sekteye uğratmaktadır.”

“3 BİN 534 HAYVANA ÇARPMA KAZASI YAŞANDI”

Gerekçede, sahipsiz hayvanların oluşturduğu sorunlara da yer verildi.

Emniyet Genel Müdürlüğü verileri doğrultusunda 2019-2023 arasında “hayvana çarpma” şeklinde 3 bin 534 trafik kazası ve buna bağlı olarak 55 ölüm ve 5 bin 147 yaralanma meydana geldi.

Sahipsiz hayvan popülasyonunun yoğunluğu sebebiyle vatandaşların psikolojik açıdan olumsuz sonuçlara sebebiyet verecek şekilde sosyal hayatının kısıtlandığının altı çizilen gerekçede, “Sahipsiz hayvanların kamusal alanlarda beslenmesi, vatandaşlar arasında sözlü veya fiziksel tartışmalara sebep olmakta bu da toplumsal gerginliği arttırmaktadır. Hayvan saldırısı sonucu yaralanan ve hayatını kaybedenlerin medyaya yansıyan haber ve görüntüleri toplumda infiale sebep olmakta ve kamu kurumlarına olan güvenin azalmasına yol açmaktadır.” ifadelerine yer verildi.

Sahipsiz hayvanların koyun, keçi, inek, buzağı, tavuk gibi ekonomik değeri olan çiftlik hayvanlarına saldırdığı bilgisine yer verilen gerekçede, “Araştırmalara göre ülkemiz; Dünya Sağlık Örgütü’nün yayınladığı ‘Kuduz Riskli Temasın Yüksek Olduğu Ülkeler’ kategorisinde yer almaktadır. Sağlık Bakanlığı’nın verilerine göre; 2018-2022 yılları arasında kuduz riskli temas sayısı ortalama 267 bin 125 iken 2023 yılında bu sayı 437 bin 601 olarak bildirilmiştir.” denildi.

1 ÇİFT KÖPEK, 6 YILIN SONUNDA 67 BİN HAYVANLIK POPÜLASYONA ULAŞABİLİYOR

Gerekçede, bazı ülkelerin dışişleri bakanlıklarının kendi internet sayfalarında, Türkiye’ye gidecek vatandaşlarını “saldırgan başıboş köpek çeteleri” ve “kuduz” riski hakkında uyarıldığına dikkat çekildi. Bu durumun, turizm gelirlerinin önemli bir kalem olduğu Türkiye için itibarı bakımından olumsuz bir izlenim oluşturduğu aktarıldı.

Gerekçede, Sağlık Bakanlığı verilerine göre yıllar içinde kuduz riskli temas ve vaka sayılarına ilişkin grafik de paylaşıldı. Buna göre, kuduz riskli vaka sayısı son yıllarda artış gösterdi. Valiliklerce yapılan bildirime göre, Türkiye’de yaklaşık 2 milyon sahipsiz köpek olduğu bilgisi verilirken, hayvanların doğum potansiyeli sebebiyle sahipsiz köpek popülasyonunun yaklaşık 4 milyon olduğunun tahmin edildiği vurgulandı.

Gerekçede, bir dişi ve erkek köpeğin 6 yılın sonunda 67 bin hayvandan oluşan bir popülasyona ulaşabildiği kaydedilerek, köpek popülasyonunun doğrusal değil üstel olarak arttığına işaret edildi.

2 MİLYON 504 BİN 595 HAYVAN KISIRLAŞTIRILDI

Gerekçede, şu an yaklaşık 105 bin hayvan kapasiteli 322 adet hayvan bakımevi bulunduğu ifade edildi. Tarım ve Orman Bakanlığı verilerine göre, 2004’te 4 bin 682 hayvan kısırlaştırılırken, 4 bin 849 hayvan sahiplendirildi. 2014’te, 132 bin 433 kısırlaştırılma, 25 bin 40 sahiplendirme, 2020’de 181 bin 688 kısırlaştırma, 35 bin 982 sahiplendirme, 2023’te ise 338 bin 363 kısırlaştırma ve 33 bin 739 sahiplendirme yapıldı. 2004-2023 yılları arasında toplam 2 milyon 504 bin 595 hayvan kısırlaştırılırken, 533 bin 4 hayvan sahiplendirildi.

İngiltere, Fransa ve ABD’nin bazı eyaletlerinde “Yakala-Kısırlaştır-Tut-Ötanazi Modelinin” uygulandığı belirtilerek, tıbbi gerekçelere ek olarak İngiltere’de 7 gün, Fransa’da 8 gün, ABD’de eyaletlerce belirlenmiş süre sonunda sahiplendirilemeyen hayvanlara veteriner kontrolünde ötanazi yapılabileceği kaydedildi.

Türkiye’de uygulanan “yakala-kısırlaştır-sal” metodunun dünyada uygulandığı ülke sayısının oldukça az olduğu aktarılarak, şu değerlendirmeler yapıldı:

“Kısırlaştırmanın uzun dönemde popülasyon üzerinde etki etmediği görülmektedir. Ülkemizde mevcut popülasyon ele alındığında yakala-kısırlaştır-sal metodu bir çözüm değildir. Ülkemizin 2004’ten beri yaşadığı tecrübe de bunu net bir şekilde ortaya koymuştur. Gelinen süreçte sahipsiz hayvanların sorun haline gelmesi, özellikle başıboş köpeklerin saldırıları sonucunda can kayıplarının artması ve sorunun zaman geçtikçe büyümesi karşısında 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanununda oluşan ihtiyaçlara binaen değişiklik yapılması gerekliliği ortaya çıkmıştır. Bu doğrultuda hazırlanan Kanun Teklifi ile sahipsiz hayvan popülasyonunun kontrol altına alınması sağlanarak, insan, hayvan ve çevre sağlığı açısından oluşan risklerin ortadan kaldırılması amaçlanmaktadır.”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu